BİR DAMLA UMUT

"1 çocuk 1 dilek" diyerek çıktığımız bu yolda birçok miniğimizi mutlu eden sonuçlar aldık. Şimdi ise çocuklarımız için hayati önemi olan kan ve trombosit ihtiyacının karşılanmasına yönelik bir çalışma başlatıyoruz. Çocuklarımızın küçük dileklerini gerçekleştirmeye sonsuz ilgi gösteren sizlerin kan bağışını da aynı derecede destekleyeceğinize güvenimiz tam. İhtiyaç durumundan anında haberdar olmak isterseniz size SMS yoluyla kolayca ulaşabilmemiz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz. Duyarlılığınız için şimdiden teşekkür ederiz :)

Nehir Serra - Gaziantep Tıp Fakültesi

Gaziantep Tıp Fakültesi Logo

Detaylar:

Çok güzel bir rüyadan uyandığınız ilk anı hatırlayın. Yüzünüzde kendiliğinden oluşmuş engel olamadığınız tatlı bir gülümseme, eliniz kalbinizin üzerinde mutluluk ve huzurla harmanlanmış o his... İşte bugün bizim için öyle büyülü bir an yaşandı. Hâlâ etkisinden çıkamadığımız ziyaretimizi anlatmaya bugünün kahramanı Nehir Serra'yı anlatmakla başlayalım. Nehir 9 yaşında ve Diabetes Mellitus (Şeker hastalığı) tanısı ile hastanemizde tedavi görmekte. Çok heyecanlı ve kıpır kıpırdı. Onun için getirdiğimiz oyunları inceledikten sonra ilk olarak Buz Tuzağı oyununu oynamak istediğini söyledi. Minik prensesimiz oyunun bir parçası olan ve bir türlü yerinde durmayıp hareket eden minik ata Havuç ismini verdi. Oynarken sürekli Havuç'a yerinde durmasını söylerken hepimiz çok eğlendik. Diğer oyunları da merak eden arkadaşımız Jenga oynamak istedi. Tekerleme eşliğinde takımlarımızı kurduk ve oyuna başladık. Bir yandan dikkatli bir şekilde oynayıp bir yandan da sohbet etmeye başladık. Resim yapmayı çok sevdiğini, en sevdiği renklerin sarı ve kırmızı olduğunu söyledi. Fanatik bir Galatasaraylı olan prensesimiz abileri ile maçları izlemeyi de seviyormuş. Ona büyüyünce ne olmak istediğini sorduğumuzda İngilizce öğretmeni olmak istediğinden bahsetti. En sevdiği ders İngilizce'ymiş ve öğretmenini çok seviyormuş. Biraz çizgi filmlerden biraz hayvan dostlarımızdan konuşurken kule kaç kez yıkıldı fark etmedik. Nehir Serra'nın hayat enerjisi ve gülen gözleri bize zamanı unutturdu. Minik arkadaşımız daha önce Uno oynadığını ve tekrar oynamak istediğini söyledi. Arkadaşımız bu oyunda da hepimizi yenmeyi başardı. Yanında ona eşlik eden oyuncak ayıları vardı. Bizi sevimli dostları Popi ve Bebiş ile tanıştırdı. Nehir bize hem İngilizce hem de Türkçe şarkı söyledi. Sanki hepimiz birer gündüz düşünün içindeydik. Hani derler ya hep rüyalar kısa sürer diye; Sonra anlamayız o kadar kısa zamana bu kadar yaşanmışlığın, bunca hissin nasıl sığdığını. İşte biz de ziyaretimizin sonunda miniğimize bizden bir dileği olup olmadığını sorduk. O da bizden "Buz Tuzağı Oyunu" istediğini söyledi. Siz de düşümüze ortak olup miniğimizi mutlu etmek ister misiniz?

Miniğimizin hediyesinin geldiğini öğrendiğimiz gün, samimiyet dolu geçen ziyaretimiz daha dünmüş gibi gözümüzün önünde canlandı. Prensesimizin de en az bizim kadar sevineceğini tahmin ederek bir an önce hediyesini teslim etmek istiyorduk. Hastaneye muayene olmak için geleceği günü öğrendikten sonra sabırsızlıkla beklemeye başladık. Her geçen gün içimizde yeni filizlenmiş bir tohumun suya ve güneşe duyduğu ihtiyaç, özlem, umut duyguları dolup taşıyordu. Nihayet o gün geldiğinde tatlı tatlı yağan yağmurla birlikte heyecanımız katlanarak artıyordu çünkü prensesimiz hediyesine kavuşmaya hazırdı ve biz de miniğimizi tekrar görececeğimiz için çok mutluyduk. Hastanede buluştuğumuz ilk an gözleri parladı. Hediyesini bir an önce kuzeniyle oynamak istediğini söyledi. Miniğimizin bu halleri güzel şeylerin beklemeye değdiğini bize bir kez daha hatırlatmış oldu. Bize bu hisleri yaşatan, miniğimizin de hayatındaki en güzel duyguları tatmasına vesile olan gönüllümüze sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

PAYLAŞ:

Bu miniğimizin dileği bir başka gönüllümüz tarafından karşılanmıştır.

Diğer Çocuklarımız: